Friday, 18 November 2011

büyümek ne güzel şey..

her yaşın ayrı güzelliği vardır demişlerdir ya hep..belki öyledir.henüz her yaşı tatmadım ama şu ana kadar en sevdiğim dönemim bu oldu..buraya taşınmadan üç yıl önce başlayan,yükselen düşen yani düşen kalkan zamandan tut da şimdiye kara olanki..
yirmili yaşlarda değilim diye sevindim bugün bi de..belki o dönemlerimi hatırladığım için..pek iyi değildi ama gerekliydi..sonrası ve sonrası ve sonrası..ama hep bi mücadele hep bi savaş..hala savaş devam ediyor sakin sakin..tam yok olmadı hala orda ama seyri düşük.
o yıllarda geriye dönüp baktığında bir tek hatırlanacak çocukluk olduğu için pek de bakmazdın belki de..nasıl oyuncaklarınla oynadığını mı hatırlıycaksın?..ileriye doğru bir endişe vardı..'nasıl bir hayat geçiricem acaba?10 yıl sonra nerde olurum ki?hiç bir fikrim yok ve korkuyorum..okuldan sonra napıcam?işe girer miyim güzel?evlenmek?sonra hep istediklerimi yapabilecek miyim?nasıl bir gelecek beni bekliyor' diye düşünüp durmak vardı şimdiyse..anı yaşamak ve endişe duymamak üzerine çalışma yapıyorum..


ps:üstesinden gelmen gereken konuları unutma.e.

18.11 prag odası / nicolas jaar

1 comment:

  1. :) Büyümek! Damar konum benim.
    Hiç büyümek istemedim, hala istemiyorum. 18 yaşıma geleyim diye tutturmadım, ehliyetmiş bara girişmiş, ı-ıh, 15 yaşımda 15 kalmak, 16 yaşında 16 kalmak istedim, her yaşın kıymetini bildim. Sonra bu aralar 25 yaşımda yeni fark ettim ki, "10 yıl sonra kendimi şurda görmek istiyorum" diye birşeyim yokmuş. Hadi şimdi oluşturayım o zaman dedim, aman Allahım, yapamadım, plansızmışım! Hedefim yokmuş!Zorla bilinçaltımdan çektim çıkardım, hayaller ve planlar yaptım.
    Bu yüzden arasında olmak lazım sanki, anı yaşamanın ve geleceği düşünmenin..Sanırım.

    ReplyDelete